Afyon Defterdar Yardımcımız Murat TOY’a ait bir anı denemesi..
ŞUBAT SOĞUĞU
Bugün 20 Şubat 2008 Çarşamba.Sabah kalkıp oturduğumuz lojmanın penceresinden hava durumuna baktım. Sakin bir hava vardı.Güneş yoktu ama rüzgar ve yağışta yoktu.Hafif sis vardı. 08,30 gibi evden çıktım ve 3-5 dakika içinde Defterdarlıktaki odama ulaştım.
Kar yağışı olmadığı ve havada çok soğuk olmadığı için sabah sadece montumu giydim.Örme şapkamı giymedim. Örme şapka Ardahan’ da kış boyunca vazgeçilmez aksesuarımız.Çünkü kar yağışında başka türlü yolda yürümeniz imkansız. Kar yağışı sırasında şapkasız yürümeye çalışırsanız, kafanıza kar birikir ve kardan adam gibi olursunuz veya kulağınız düşebilir.
Öğleye doğru saat 11,00 gibi hafiften kar yağmaya başladı ve 12,00 de iyice arttı.Ama bu kar yağışı sıradandı. Önceki günlerde olduğu gibi yağıyordu.
Saat 12,00 de Daireden çıktım ve yol üzerindeki fırından ekmek alarak öğle yemeği için eve gittim. Öğle yemeğimizi Gülten’ le birlikte yedikten sonra saat 13,00 gibi evden çıktım.Kar hala yağmaya devam ediyordu.Ama çok yoğun değildi yağış.Ancak bu defa daireye giderken örme şapkamı giymeyi ihmal etmedim.
Saat 14,00 gibi odamdaki pencereden dışarı baktığımda anormal bir şeyler oluyordu. Kar yağışı artmıştı ve tipi başlamıştı.Zamanla hem kar yağışı hemde tipi çok arttı.Yukarıdaki ilk fotoğrafı tipinin başladığı anda çektim. 3 Kasım 2007 de ilk kar yağmıştı Ardahan’ a. Bu güne kadar çok kar yağmıştı ve çok soğukta olmuştu. -40 lara varan soğuk geceler görmüştük.Ama bu kadar etkili değildi.Tipi yoktu daha önce. Böyle bir günü Ardahan’ da ik defa görüyoruz. Fırtına sürdü akşama kadar. Hem kar yağdı hem tipi, hem fırtına. Saat 16,00 gibi eşim telefonla beni aradı. Oda çok şaşırmıştı. Lojmanın penceresinden dışarı bakıldığında tipi ve fırtına sebebiyle görüş açısının çok düştüğü görülebiliyordu.Ayrıca rüzgar nedeniyle çatılardaki saçların sesleri ürkütücüydü.Gülten benim bu havada eve nasıl gelebileceğimi merak etmişti. Bende merak etmemesini söyledim.
Saat 17,45 gibi daireden çıktım.Yine müthiş fırtına devam ediyordu. Defterdarlık hizmet binasının kapısının önünde bir müddet çevreyi izledim.Böyle bir manzarayı ilk defa görüyordum. Çevreden birkaç gece manzarası karesi aldım. Sonra yürümeye devam ettim. Ortalıkta kimse yoktu. Zor şartlar altında yürümeye çalışan ağzı yüzü kapalı 2-3 kişi gördüm. Sonra yanımdan bir polis devriye aracı geçti. Yollarda araç bile yoktu. Fırtına ve tipi kaldırımlarda kar yığınları oluşturmuştu. Sokak lambalarının bir kısmı yanmıyordu. Bu manzarayı izleye izleye bende yürüyordum. Sadece fırtına sesi ve çatı saçlarının sesi kulakları boğuyordu. Birkaç yerde çatılardan uçmuş parça saçlar gördüm. Sokaklardan yine birkaç kare aldıktan sonra lojmana yaklaştım.Yukarıdaki ikinci fotoğrafı bu saatlerde çektim. Binanın giriş bölümünü tamamen kar kapatmıştı.Ayaklarım kara gömülerek lojmana girmeyi başardım. .Eve geldiğimde pencerelerden uğultular geliyordu. Balkon kapısının önünü kar kapatmıştı ve açmakta zorluk çektik. eşimle birlikte balkon kapısını açtık ve dışarıda olup biteni anlamaya çalıştık. Dışarı baktığımızda göz gözü görmüyordu. Hala fırtına devam ediyordu. Çatılardan gelen teneke sesleri çok ürkütücüydü. Balkon kapısını kapattık dinlenmeye geçtik.Pencerelerden gelen ıslık sesleri ve dışarıdaki uğultu hala devam ediyor.Bu manzara bana ilkokulda okuduğum ormandaki kulübede yaşayan yaşlı babaannesini ziyarete giden kırmızı şapkalı kız masalını hatırlatıyor.
Artık dışarı ile bağlantımızı kestik ve koltuğumuzda dinlenmeye çekildik. Şimdi çayımızı içiyoruz ve televizyon seyrediyoruz.Ardahan’ da birgün de böyle geçti.Yarın ne olacak bilmiyoruz. Burada uzun vadeli plan yapmaya gerek yok. Günlük yaşıyoruz..Ayakta ve hayatta kalmak lazım diye düşünüyoruz. 20 Ağustos 2007 de burada göreve başladığımızdan bu yana 6 ay geçti. Her şeye rağmen hayat devam ediyor.
Murat TOY
Ardahan Defterdar Yardımcısı
20 Şubat 2008
Saat : 20,07
169 Görüntüleme
Defterdar cümle malımın nâzırı olup,
umûr-ı alem ona müfevvazdır.
Ânın izni olmadan bir akçe ne dahil ve
ne hâric-i hazine ola.
Kanunname-i Ali Osman